Bilişsel davranışçı terapinin ilk kısmında danışan ile terapötik iletişim kurularak ve ortaklaşa hareket ederek gündem maddeleri belirlenmelidir. Daha sonra danışan ile danışman arasında gündem maddelerindeki sorun ve konu ne ise onlar üzerinde durulmalıdır. Danışana gündem maddesi olarak oluşturduğu sorunları nasıl çözeceği konusunda bilişsel, davranışsal olarak öğretilmelidir. Değerlendirme yapılacaktır. Danışana ev ödevleri verilir ve haftalık düzenli değerlendirmesi ve ödevlerin danışanda oluşturduğu değişim üzerinde durulur. Danışanlardan seans sonunda geri bildirim alınarak seansların yararı veya danışan üzerindeki olumsuz durumu gibi gelinen nokta üzerinde değerlendirme yapılarak geribildirim alınır.

Bilişsel davranışçı terapide danışanın bir nesneyi, konuyu veya sorunu algılaması önemlidir. Çünkü bir konuyu herkesin algılaması birbirinden farklıdır. Konuyu algılama biçimimiz nasıl hissettiğimizi, nasıl düşündüğümüzü belirler. Örneğin, fare – örümcek fobisi olan bir danışan, fareyi veya örümceği gördüğü an korkmaya başlar. Beni ısırabilir, bundan dolayı alerji olup hasta olabilirim gibi otomatik bilişsel düşünceye sahip olabilir. Fare – örümcek fobisi olmayan bir kişi ise fareyi, örümceği gördüğünde umursamaz veya alıp başka yere atabilir ve bu kişi örümcekten dolayı kendisine bir şey olmayacağının farkındadır. Fare – örümcek bana bir şey yapmaz, vücudumu etkilemez, şeklinde düşünüp, korkmayabilir. Sonuç olarak bir konuyu, nesneyi veya sorunları algılama biçimimiz duygularımızı ve davranışlarımızı etkiler. Otomatik oluşan işlevsiz düşüncelerin yerine kişinin daha mutlu olmasını sağlayacak bilişsel şemaların yerleştirilmesi ve bunu da danışanın davranışları ile göstermesi oldukça önemlidir.

Bilişsel davranışçı terapi ile tedavi edilebilecek rahatsızlıklar;
Majör depresif bozukluk,
Yaşlılık depresyonu,
Yaygın anksiyete bozukluğu,
Panik bozukluk,
Sosyal fobi,
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Davranım Bozukluğu
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu,
Sağlık kaygısı,
Vücut biçim bozuklukları,
Kişilik bozuklukları,
Cinsel bozukluklar,
Aile sorunları,
Çift sorunları,
Öfke ile mücadele etme,
Stresle mücadele etme gibi sorunların tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi kullanılır, bazı rahatsızlıkların tedavisinde ilaç ile beraber tedavinin yapılması sorundan daha iyi sonuç alınmasını sağlar.

Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel İlkeleri

 Bilişsel davranış terapisi hastanın bilişsel terimlerle kavramsallaştırılmasına dayanmaktadır.
 Bilişsel davranış terapisi sağlam bir terapötik anlaşma gerektirir.
 Bilişsel davranış terapisi, iş birliğini ve aktif katılımı vurgular.
 Bilişsel davranış terapisi, amaca dönük ve sorun odaklıdır.
 Bilişsel davranış terapisi başlangıçta, şu anı vurgular.
 Bilişsel davranış terapisi eğiticidir, hastaya kendi terapisti olmasını öğretmeyi ve tekrarı önlemeyi amaçlar.
 Bilişsel davranış terapisinin amaçları zamanla sınırlıdır.
 Bilişsel davranış terapisi seansları yapılandırılır.
 Bilişsel davranış terapisi hastalara bozuk düşünce ve inançlarını belirlemeyi, değerlendirmeyi ve onlara yanıt vermeyi öğretir.
 Bilişsel davranış terapisi düşünceyi, duygu durumunu ve davranışı değiştirmek için çeşitli teknikler kullanır(J. S. Beck, Çeviri; M. Şahin ve ark., 2014).

Ev ödevlerinin bilişsel davranışçı terapide yeri önemlidir. Ev ödevleri sayesinde bilişsel davranışçı terapide sadece seans sırasında danışan tedavi edilmemiş olur. Danışanın durumunda göre seans zaman aralıkları belirlenen danışanlarda ortalama haftada bir görüşme yapılır ve bu bir haftalık zaman aralığında danışanın yaşadığı psikolojik problem, durumu gibi kriterlerine göre göre ev ödevi verilir. Böylelikle danışanın olumsuz bilişsel yapısını ve olumsuz davranışlarını değiştirme daha etkili olacaktır.
Yüzleştirme BDT’nin etkin olması için daha önceki seanslarda terapist ile yapılmış olan yüzleştirme egzersizlerinin ödev olarak danışanın kendi başına evde, sokakta veya toplu taşıma araçlarında uygulaması gerekmektedir. Yüzleştirme tedavisinin değerlendirme, tedavi rasyonelinin açıklanması-kademeli yüzleşme listesinin yapılması ve tepki önleme kurallarının belirlenmesi olmak üzere üç aşamadan oluşur. Son olarak da planlanan yüzleşme seanslarının gerçekleştirilmesi ve ödev olarak danışanın kendi kendine yüzleştirme yapması yer almaktadır (Akkoyunlu ve Türkçapar 2013).
Danışanların her seansa hazırlık gelmesi oldukça önemlidir. Bir önceki seansta konuşulanlar üzerine düşünülüp, varsa ödevlerin hangi aşamada yapıldığı gibi veya bir sonraki seansta neleri konuşmak istersiniz, sorun olarak gördüğü durumları danışanın not alıp bir sonraki seansa gelmesi seansların etkililiğini ve verimliliğini arttıracaktır. Danışan kendisinde oluşan değişimleri gözlemledikçe daha mutlu olabilir ve hayata karşı bakış açısı değişmeye başlayabilir. Danışanın seanslara düzenli ve zamanında gelmenin de olumlu yönde yararını görecektir. Ortalama hafta bir yapılan danışma seansları on beş günde bir veya üç hafta da bire düşürülebilecektir.
Kapalı ortamda veya herhangi bir yerde, koşulda panik atak olan bir insan kalbinin sıkıştığını, nefes alamadığını ve bu durumlardan dolayı öleceğini zanneder. Halbuki biyolojik olarak hiçbir sorunu olmayan bu kişi o an için psikolojik olarak öyle sanır. Bilişsel davranışçı terapide (BDT) panik atak evresinde olumsuz bilişsel düşünce olan nefes alamama, kalbin sıkışması gibi bu düşünceleri olumlu düşüncelerle değiştirmeliyiz.
Danışana soracağım sorulardan biri de; hasta olduğunda soğuk algınlığı vs. ölmekten korkuyor musun? Verilen cevap genelde korkmuyorum, ilaç, bitki çayı vs. kullanarak nasılsa geçer yanıtını alıyorum. O halde soğuk algınlığından korkulmadığı gibi panik atağa neden olan yere gidildiğinde veya o durumla karşılaşıldığında da korkulması gerekmektedir. Önemli olan danışanın olumsuz bilişsel düşünceleri yerine olumlu bilişsel düşünceleri ile değiştirmesi psikoterapi seansları sırasında sağlanmaktadır.
Zaman zaman kendinizi depresif hissedebilirsiniz, evden çıkmak, yataktan kalkmak istemeyebilirsiniz ve aklınızda bir otomatik düşünce olabilir: “şuan hiçbir şey yapamam” gibi. Böyle bir düşünce bireye kendisinin üzgün hissetmesine neden olabilir. Bu olumsuz düşünceler irdelendiğinde aslında ne kadar da işlevsiz olduğu görülmüş olacaktır. Bakış açımızı olumlu yönde değiştirdiğimizde hayata daha pozitif ve enerjik bakmamızı sağlayacaktır.
Depresif hastalarda Bilişsel Davranışçı Terapi ile tedavi etiğimizde onların zihinlerinde oluşan otomatik olumsuz düşüncelerin kendilerini nasıl etkilediğini, duygularını nasıl etkilediğini ortaya somutlaştırarak çıkarmak önemlidir. Çünkü tedavi de otomatik olumsuz düşünceler nedeniyle depresif kişinin tüm yaşamı mutsuz, üzgün gibi duygularla geçebildiği için bu olumsuz otomatik düşünceleri olumlularla değiştirmek oldukça önemlidir.
Bilişsel davranışçı terapide, danışana “ Şuan aklından ne geçiyor” sorusunu sorarak danışanın otomatik düşüncelerini belirleyip ve bunları bir kağıda yazıp, olumsuz bilişsel otomatik düşüncelerin yerine olumlu bilişsel düşünce ile değiştirmeyi, danışanın farkındalığını arttırarak hayata bakış açısını daha pozitif daha olumlu yapma amaçlanır.

KAYNAKLAR:
Beck J. S., Çeviri: Şahin M., Cömert I. T.(2014), Bilişsel Davranışçı Terapi, sf:4.

Akkoyunlu S, Türkçapar MH (2013) Bir teknik: yüzleştirme tedavisi. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar, sf:121–128.

Categories:

Tags:

Comments are closed